29 Aralık 2011 Perşembe

güneş

venüsle ay birbirine yaklaşmış
tüm cihanda savaş başlamış


yarınları ağrıyan aydın hanımın
artık saçı beyazlamaya başlamış


kendi sesine yabancı bir kuru rebap olanlar
taş duvarlarda ölü nakışa ulaşmış


aşk kitaplarda olsa ne olurdu
liszt parusun sesini duyamadığında 

20 Aralık 2011 Salı

ne yeşil cinler ne de kahve telvesi

üç gündür yeşil cinler gören rom
en son kahvenin telvesine bakıyordu


evvelden beri bunlara alışkın olan
denizlerin efendisi barbarosa


ilk defa hiç bilinmeyen bir yere varınca
ne yeşil cinler ne de kahve telvesi tarafından kurtarılabilmiş

18 Aralık 2011 Pazar

aşk olsun çocuk

onsekiz aralık bindokuzyüzseksensekizde
ankarada hala kötülükler devam ederken
melikkız hop diye fırlamış onların üstüne
daha doğar doğmaz çıkmış bir kavs-i kuzah
liszt'e nadide bir yaprak verilince

hanımın gıfı gelmiş

şehzade ecelinden ölmüş
elle beş peynirli ravioli açıldığında


günlerin köpüğü ninni sırasında
armonilere göre içki yapınca


genizden şarkı söyleyenler
her zaman kalplerdeki yerleri almış


göz çizen kısa boylu eli titrek
hayranını hala bulamayınca


hanımın gıfı gelmiş tuvalete gitmiş
örekemi getirin demiş

12 Aralık 2011 Pazartesi

milor yemek yerken dökmediğinde
anlamalı ki küçük adamlar gece olanları

çıkmalı dışarı eleğimsağma göründüğünde
şişme kadının veled-i zinaları

reyhan ile orhan tırmanmış allahüekber'e
küçük fu asya maya'yı düğüne götürünce

iyi olun ki amonyaklı gözleriyle bakmasın size engin amca

gece uzanır uçsuz bucaksız kel adamlara
küçük çocuklar lapalarını tabaklarında bıraktıklarında
ayşe teyze size temizliğe geldiğinde 
iyi olun ki amonyaklı gözleriyle bakmasın size engin amca


siyah beyaz kısa adam köprüden atlamış adem-i muvaffakiyetten
tutamamış onu uzun burunlu laz cemiyetten

uzak dur benden demiş siyah elbiseli nene
elinde kalbini taşıyan bebek ona gelince
mezardan kalkıp yürümüş bir derebeyi
elinde tavuk tutan kadını tavuklar yiyince

11 Aralık 2011 Pazar

şark-ı şivan eylemek

wolverine gelmiş kızımı kurtarın diyor
sokrates hala işe yaramayan şeyleri sayıyor


duchamp artık duşakabinlere sarmış dans ediyor
dylan herkesin uçmasını istiyor


ırzı gırık hasan ağa eşeğinine nal ararken
liszt gözleri dolmuş çanak

kaplumbağa efendisi kedi sevicisi mahmut bey

dev istiridyeler kahverengi piyanonun önünde
beethoven'ın yirmi beş çeşnili sosunu yerken
üçgen çatılı kırmızı evin altında
pardo bukowski çeviriyomuş


engizisyondaki boynu bükük başı kopuklar
fuzuli aylık parasını alamadığında
kırmızı mantarları oğlaklara
çorba niyetine içiriyormuş


nedir bu koçların balıklardan çektiği
dediğinde ise kaplumbağa efendisi kedi sevicisi mahmut bey
kimse ona emeklemeden yürümeye çalışan
yedi günlük bebeği anlatmıyormuş

9 Aralık 2011 Cuma

beyitlerden oluşumlar 2


ateş bacayı sararak boğmuş
sonra kendi dumanından ölmüştü

rüzgar gelmiş görmüş giderken
bonnie ve clyde önünü kesip yol sormuştu

mevlevi yahya efendi ve niceleri
çirkin maskeli yedi kişi tarafından katledilmişti

bütün bunlar olurken toprak ağlamaktan çatlamış
derenin kenarındaki evler Oedipus kompleksine girmişti

beyitlerden oluşumlar

gece uzanıyordu okyanuslar ve cüceler arasında
parus liszt’i kendinden yoksun bıraktığında

cüceler yıldızlara tırmanmış okyanus benliğini yitirmişti
dağlar gökyüzünün yorgun kulları olduğunda

bütün övgüyü ise su kendisine geçirmişti
evsiz recep eskisinden de yoksul olduğunda

uzun uzadıya gidişli gelişli dana

çıkmış çatı katına kendini boğan boğa
aman yarabbim ne olacak bu doğa
uzun uzadıya gidişli gelişli dana
gelmiş geçirmişti kendini boğan boğa

az zamanda çok uzun bir dünya
çok zeki olmasa da kimsesiz zürafa
kırmızı karanfillere bürünmüş arya
uzun uzadıya gidişli gelişli dana

çok soğuk yerden gelirdi kendini boğan boğa
yanında saz arkadaşları bir oraya bir buraya
ne olacak bu tasfirsiz dağa
uzun uzadıya gidişli gelişli dana

8 Aralık 2011 Perşembe

uzun bi bekleyişten sonraki hayal kırıklığı

uzun bi bekleyişten sonraki

hayal kırıklığı

kuşun uçamaması gibi

bişeydir

ya da kangurunun zıplayamaması

veyatta balıkların yüzememesi

uzun bi bekleyişten sonraki

hayal kırıklığı

güzeldir

ve kötü bi o kadar da

ve garip

ve gereksiz

ve gereklidir aynı zamanda

yaşadığını ancak

üzüntüler ve hayal kırıklıklarıyla

anlarsın

ve o anlar geldiğinde

artık atından inmeden sevişmeye alışmalısın

ama erkan oğur dinliyorum

iki saat önceki

şiirin anlamı yok

artık benim için

bişey hissedemiyo insan

öyle güzel bi şiirdi ki bide

ama olsun 

vazgeçmek yok gene

güzel gelicek şiir

gene güzel olucak

çok canım sıkılıyor kuş vuralım istersen

tam cure havamdayım

7 Aralık 2011 Çarşamba

tam kedi işte

bugün iki kez

tam uykuya dalarken uyandırıldım

normalde olsa huysuzlanırdım 

da

normalde değildi işte

ondan huysuzlanmadım

bunu zaten anlamıştınız 

olsun gene de söyledim

neyse uyuyorum işte bugün

okulda tiyatronun dışında

içerde müzikal çalışmaları

güzel güzel sesler geliyor

kerolayn geldi kıçıma yattı

kerolayn bizim kedi

simsiyah

artık yaşlandığı için hafif beyazları

da var

naparsın hayat işte

sonra aldılar ordan

sonra bu sefer geldi

kafama yattı

dedem olsa vay namussuz derdi

bide hırlıyıp duruyo ya

hem geliyo beni rahatsız ediyo

hemde tırnaklarını çıkartıp hırlıyo

tam kedi işte


3 Kasım 2011 Perşembe

bilsem şaşarım

telefonu atasım var

bilgisayarı da

müzik dinliyebileceğim bişey

müzik aletlerim

sokaklarım

ve kitaplarım olsun sadece

belki sadece bi haftalığına

yemeklerimi kendim yapıyım

kendim yiyim

yalnız olıyım

sadece o zaman insanların

değerini anlayabilirim

ya da ne kadar değersiz

olduklarını

uzun zaman önce

başlamıştım insanları izlemeye

bugün gene başlamam 

gerektiğini öğrendim

bi yere oturup insanları izlemek

düşünmek sadece

hiçbirşeyi

bazen her şeyi

işte en güzeli o

napıcam bilmiyorum

bilsem şaşarım

31 Ekim 2011 Pazartesi

düşündükçe insan

uzun zaman oldu

yazmayalı

uzun zaman oldu

düzgünce düşünmeyeli

ve en kötüsü

düşününce oldu

insan düşünmemeli

çünkü düşünce insanı

yoldan çıkarandır

düşünmek yasaktır

ama her şeye rağmen

düşünmeli insan

düşünmek

acı vericidir

acıyı hissetmek güzeldir

etrafındakinin farkına varmaktır

olanın olduğu gibi

olmadığını ancak

düşününce görür insan

ve tek bir hareketle siler

insan

elini yanağından çeken

insan gibi

düşünmek acıdır

acı kötüdür

acı iyidir

acı hayattır

acı kederdir

keder şiirdir

şiir hayattır

hayat iyidir

iyi kötüdür

kötü uzaktır

uzak yakındır

yakın işarettir

işaret meyvedir

meyve aşktır

uzun zaman önce

çok uzun zaman önce

bir yılın on üç ay

bir günün yirmi saat olduğu

günlerde

kangurular annelerinin

karnından çıkmadan

yavru kuşlar ilk kez uçmadan

bi adam varmış

ve adam olan her hikayede

olduğu gibi

adamın yanında kadın da

varmış

adam

düşünmeyi o zaman bırakmış

adam düşünmeyi bıraktı

kanguru annesinin karnından

çıkmadı

yavru kuş ilk kez uçmadı

bir gün yirmi dört saat

bir yıl on iki ay olmadı

adam düşünmeyi bıraktıktan

sonra

beş kanguru annesinin karnında

öldü

yedi yavru kuş büyüdü

yuvasında çürüdü

otuzdokuzbin saat

atmışbeş ay geçti

adam bi işaret buldu

sonra meyveyi buldu

adam düşündü

beş kanguru annesinin karnında

öldükten

yedi yavru kuş büyüyüp

yuvasında çürüdükten

otuzdokuzbin saat

atmışbeş ay sonra

düşündü insan

acı çekti düşündükçe

acı çekti hissettikçe

hissettikçe öğrendi

öğrendikçe düşündü

düşündükçe insan

işareti buldu

düşündükçe insan

kangurular annelerinin karnından

çıktı

yavru kuşlar uçtu

bir gün yirmi dört saat

bir yıl on iki ay oldu

düşündü insan

acı çekti düşündükçe

acı çekti hissettikçe

hissettikçe öğrendi

öğrendikçe düşündü

düşündükçe insan

işareti buldu

26 Eylül 2011 Pazartesi

ahlaksız bir yazı; meme

bu yazıda genel olarak

üstünde duracağım konu

meme

evet evet doğru yazdım

meme

imge arkadaşımın isteği

üstüne

şimdi yazacağım konu

meme

meme diyince ne gelir

insanın aklına

benim ilk olarak

memeler baş kaldırmış

memeler baş kaldımış

kavuşmuyor düğmeler

kavuşmuyor düğmeler

sözlerini içeren

ibrahim tatlısesin seslendirdiği

bir türkü geliyo

ikinci olarak

deportivo dan

1000 moi meme

diye bi şarkı

geliyo

bi çoğu kişinin aklına

gelenleri tahmin etmek

pek zor olmasa gerek

meme ne alaka

ne gerek var bu yazıya

hatta terbiyesiz bile

diyebilirsiniz

ya da direk göğüs olarak

düşünebiliriz memeyi

asıl doğru terim memedir

zaten

gögüs o bölgeye denir

neyse ya da hiç tahmin

edemeyeceğim bir şey

bile aklınıza gelmiş olabilir

bugün imgenin doğumgünün

imgenin küçücük bi

kafası var

ama gerçek anlamda

ve çok sevimli

ve kısa saç çok yakışmış

ve ellerimi kafasına koyunca

az daha küçük olsa

sanki birleşicekler

ama çok severim

ben onun küçük kafasını

tutup kaldırmayı

o da elimi tırmalar

ve son olarak

imgeye ve okuyan herkese

yönelik olan bir soruyla

yazımı tamamlamak istiyorum

küçük kamyonların üstlerindeki

büyük yükler bonus kafalara

benzemiyo mu

21 Eylül 2011 Çarşamba

günler arasında üç fark olması bir tesadüf mü

yazmıyorum uzun zamandır

yazamıyorum diye bıraktım

yapamıyorum diye

bıraktığım biçok şey gibi

bıraktım

dönüp denedim yazmayı

olmadı

bi kaç denemeden sonra

tırnağımı kessem bile

iki seneden sonra

olmadı

yazamadım

tam on altı

gün geçti

son yazımı yazalı

on üç gün geçti

saçımı kestireli

on gün geçti

sakalımı keseli

yedi gün geçti

tırnaklarımı keseli

saat on on

ben

normalde on iki saat

uyuyan ben

artık altı saat uyusam

da kurtarırım diyorum

ama kurtarmıyo işte

5 Eylül 2011 Pazartesi

oh mis

evde yalnızım şimdi

müziğin sesi sonda

fakat duyamıyorum

oooh womaan

now and forever

yeni kitaba başladım

adını duyduğunuzda

ne sorunlu bi çocuk

bu diceksiniz

ya da kitabı araştırınca

dört "şehvet düşkünü"

adamın yüzyirmi gün

boyunca yaptıklarını anlatıyo

diyebiliriz

e napıyolar

o kadar derine girmek

istemem

aslında isterim de

burda olmaz yani

öyle böyle değil

adını söylemedim

sodomun'un yüzyirmi günü

dizlerim ağrıyo

neden bilmem

boyum uzuyodur dicem

o yaşı geçtim

pek fazla da yürümedim

öküz gibi bi salata yedim

bide et

çok dehşetti et

kendim yaptım diye

söylemiyorum

mutfak hala güzel kokuyo

oh mis

4 Eylül 2011 Pazar

şalalalalalala

kaç gecedir bilmem

ama saat altıda

yatıyorum

güneş doğuyo ben

uyuyorum

küçükken ben

daha dört beş yaşlarındayken

sabah altıda uyanırmışım

yani öyle bişeyler

dedem de sabah güneşim

dermiş bana

şimdi ne derdi acaba

yatın zıbarın

güzel uyardı bence

saat şuan üç

uykum var gibi

ama uyumıcam

büyük ihtimalle

bu gece son gecem

artık alışmalıyım

altıda uyumak yerine

altıda kalkmaya

şu şarkı da

güzeldir yani

bak bu asansör türk

dura bas kalalım arada derede arada

inecem ben burda



22 Ağustos 2011 Pazartesi

fakat

istanbuldayım

fakat istanbulu değil

müziğimi dinliyorum

gözlerim kapalı

yatağımda yatarken

uzaktan gelen

köpek havlamaları

robert smithin

sesi

arkadan gelen

güzel klavyeyi

yatakta kafamı çevirdiğimde

çıkan hışırtıları dinliyorum

gözlerim kapalı

sağımda nietzsche

solumda hikmet ran

beni izliyolar

bi aralar

kuşum vardı o da

karşıdan izlerdi geceleri

beni

ölmeseydi isimsizlikten

arkamda ise

bahadır baruterin

istiklal çizimi

şimdi ise beyoğlundayım

sokak müziğinin

yasaklandığı yerde

akordiyonumu çalıyorum

masaları kaldırdıkları yerlerde

masama oturmuş

gelen geçeni izliyorum

yatağımdayım

sağımda nietzsche

solumda hikmet ran

karşımda ise

kuşum

hala isimsiz

hala canlı

ve bi o kadar

da ölü

gece uzun

ve uykum var

ya da yok

fakat

the night is always young

fena değildi aslında

şuan çok feci

akordiyon çalasım var

ama akordiyonum

yanımda değil

gece gece

le banquet

dinlersem olacağı

bu tabi

daha ne beklersin ki

neyse ya çok istedim

nostalji olsun diye

counter strike indirdim dün

deli etti beni

dört tane şey indirdim

ikisi inmedi

biri işe yaramadı

ama olsun

biraz oynadım

şimdi de limbo

diye bişey indiriyorum

çok illegalim şu aralar

güzel mi acaba

kitap okumadım

uzun zamandır

geçen bira diye bişeye

başladım

güzeldi aslında

ve kısaydı çok

ama bitirmedim

bide babamı

beklerken

anton çehovun

hikayelerine başladım

bi daha da okumadım

fena değildi aslında

21 Ağustos 2011 Pazar

ah be ah

my woman diye

bi şarkı dinledim bugün

aslında filmde duymuştum

ama dikkat etmemişim

sadece müziği dinleyince

bi garip

bi hoş

aynı zamanda bi

de kötü oldu içim

neden bilmem

şarkı çok güzel ama

hele o adam

o sesi çıkartıyo ya

ne desem

bilemedim

yani o derece

oh woman

my woman

açıkca söylemek gerekirse

nerden aklıma geldi

bilmiyorum ama

okulu özledim

sabahın köründe kalkmak

gerekmese

çok güzel olucak

ama valla özledim

belki sadece istanbulda kalmak

istediğim için özledim

sanmıyorum pek

ama özledim işte

ah be ah

19 Ağustos 2011 Cuma

ben artık uyuyorum

yatağımda yatıyorum

şimdi

çalan delilah

durum bi garip

ne güzel

şarkı

ne garip

şarkı

yanımda bi yastık

kolumu yastığa atmışım

hayal kuruyorum

çalan delilah

durum hala garip

birazdan amsterdam

başlıcak

in the port of amsterdam

there is a sailor who sings

of the the dreams that he brings

from the wide open sea

dicek amanda palmer

ne hoş kadın ya

hele o

kaşları yok mı

dövemeden

vay anasını diyosun

sonra brian viglione

gitarın tellerine

öyle bi vurucak ki

dındırı dın dın

diye

çalan amsterdam

durum hala garip

yanımda yastık

kolum yastığı boğucak

kadar sıkı

koku ise unutulmaz

çalan sing

durum artık değişik

yastık göğsümde

soğuk

fakat sıcak

elim belinde

saçları yanağımı kaşındırıyo

çalan sing

sing for the bartender

sing for the janitor

sing

sing for the cameras

sing for the animals

sing

sing for the children

shooting the children

sing

sing for the teachers

who told you that you couldn't sing

just sing

çalan sing

söylenen

you motherfuckers youll sing someday

sen nasıl bi

insansın

amanda palmer

olamaz böyle

hele kaşların

çalan two headed boy

durum bi hoş

yastık çoktan uyudu

ben hala yatıyorum

yazıyorum

dinliyorum

birazdan gözümü kapatıcam

göbeğimin üstüne yatıcam

başımı sola çevirip

sol kolumu onun üstüne

atıcam

çünkü

ben hep öyle

uyurum

çalan two headed boy

durum bi garip değişik hoş

ve

ben artık

uyuyorum

ben dedim

en uyumlu üçlüler

ketçap beyaz peynir üzüm

teriyaki sos tavuk gnocchi

tuz limon tekila

nutella güllaç kase

kuru(h)asan uzum

iki oldu biliyorum

ne var yani

aha bi tane

daha buldum

hanife rakı takı

12 Ağustos 2011 Cuma

içki içiyon mu abi

geçen oturmuş

tren bekliyodum yerde

yerde oturan tek

ben varım

bide gölgeydi

ooh

dedim diğerleri

neden ayakta

neden oturmuyolar

bugün şimdi gene

tren bekliyorum

ve yerdeyim

yanımda gözlüklü

uzun saçlı

bıyıklı bi amca

o da yerde

içki içiyon mu abi

içiyom

ramazanda

tabi ramazanda da

gittin mi yabancı ülkeye gitmişsindir

gittim

nereye ingiltereye mi

10 Ağustos 2011 Çarşamba

yazık yazık

içimden aslında

o kadar çok

geliyo ki yazmak

ama ne yazıcağımı bilmiyorum

bi daktilom olsa keşke

bi de içecek bişeyle

yiyecek bişey

aslında mutfakta

kağıt helva var ama

üşendim oraya yürümeye

sabaha kadar behzat ç

izlemeyi planlıyorum

iyi ki varsın diziport

ramazan diye

televizyonda göstermeyenler

zaten ayrı bi vaka

yazık yazık

ne denir daha

9 Ağustos 2011 Salı

sanki şöyle diyo

bi parça çalıyorum

piyanoda

sabre dance diye

daha öyle bi

şizofrenik parça görmedim

ama baya güzel

kendine çekiyo insanı

sanki şöyle diyo


-aman, kendini asmış yüz kiloluk bir zenci,
üstelik gece inmiş, ses gelmiyor kümesten;
ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci?
hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten.

iyi nişan alırdı kendini asan zenci,
bira içmez ağlardı, babası değirmenci,
sizden iyi olmasın, boşanmada birinci...
-çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen.

bide haluk bilginerin

ağzından daha güzel oluyo

şu yazıyı yazıyım diye

teyzemi odasından kovdum

ilham geldi diye



3 Ağustos 2011 Çarşamba

hoş yani

yazamıyorum

çizemiyorum da

neden bilmiyorum

bi müzik var şimdilik

benim için

akordiyon da

yetmiyo

piyanomu istiyorum

hafta sonu gelse

bi keşke

dönsem istanbula

kavuşsam bi

film bile izleriz

uzun zamandır

jetonlu oyuncaklara

binmemiştim

dicektim ki

bindiğimi hatırladım

geçen

heri potıra gittiğim

gün bindim

bi oyun var

araba yarışı çok

sevdiğim

ama adını bilmiyorum

öyle işte

bi gidiyim

jetonlu oyuncaklara

da binicem

dün gece tam

yatarken abim

bi kadın dinletti

adı agnes obel

güzel sesi var

hoş yani

28 Temmuz 2011 Perşembe

hoşbi görüntü olmuyo

ipleri şişeye yapıştırırken

yapıştırıcı damladı üstüme

o da yaktı

üstüme dökülen

her şey gibi

beni öldürmeyen

güçlendirir demiş

nietzsche

demiş de demiş adam

işi yokmuş

kedi dadandı bizim

bahçeye

miyavlayıp durdu yemek yerken

kalktım etimi ona verdim

korka korka baktı bana

bi kaç kez yanıma

gelicekmiş gibi oldu

şimdi nerde bilmiyorum

breatheçalıyo

aleximurdoch

içimdebişey var

gribi don gibi

yoksa siyah mı

bilemedim

ama ben dantelli severim

uzunbi yürüyüşe çıkmak

lazım ara sıra

gerçeklikten kopup

hayal dünyasına bi

yürüyüş

ya da kısaca

tuvalete gidiyim

firstwetakemanhattan

thanwetakeberlin

hesabı yani

yapacak işim yok

tek başıma sinemaya

gittim bugün

oturdum en arkanın

en ortasına

bide film orijinal dilinde

olsaydı

bide üç boyutlu olmayaydı

ne kadar gereksiz bi

olay şu üç boyut

bi işe yaradığı yok

neyse şimdi

alfama çalmaya başladı

madredeusdan da

kendime geldim biraz

birazdan da behzat ç

başlıcak

zaman biraz daha hızlı

geçse bari

herkes uyusa

uyuyakalsa

bi ben kalsam

yatsam öyle verandada

çok uzun zaman oldu

pek dayanılmıyor artık

napsam da bilemedim

nolucak bu iş

ne kadar yakınmışım

amannolucak

bazen de yakınmak

gerek zaten

bugün sinemanın açılmasını

beklerken

çıkardım kitabımı

oturdum yasladım sırtımı

sinemanın duvarına okudum

kinyasvekayrayı okuyorum şimdi

güzelgidiyo

aklımabigün istiklaldeyken

beşiktaşanadolunun kapısına

oturup kitap okuduğum gün geldi

saat sekiz gibiydi

hava soğuktu

ve param bitmişti

kitabın adını unuttum

cennet tarlaları gibisinden bişeydi

bitirmedim kitabı

tabi o zaman güvenlikçi

gelip beni ordan kaldırmadı

hoşbi görüntü olmuyo

diye

susurluk balıkesiri geçtikten sonra mı

aha işte bu o yazı


otobüsteyim şimdi

e tabi

ne otobüsü

nası giriyosun sen

internete diceksiniz

elimle yazıyorum ya

karnemin üstüne

seksen yedi geldi

ortalamam

şu ana kadar ki

en düşük ortalamam

olsun ama o da

iyidir

neyse Behzat ç

izliyodum bitti o da

yapacakbi iş de yok

otobüs de bi durmadı

açım ben

otobüse binmeden

önce ailecek

cundadaydık neyse

sonra ayvalığa girince

bi yerde yiyelim

bari dedik

gittik baktık

ocağı kapadık

dediler

o sırada

benim kuzen

futbol manyağı

aslında

futbol değil spor

manyağı

resmen manyak

geçen boğaya binen

adamlarıizliyodu

gerçi ben de izledim

ama neyse bi baktı

bahçeye prokejtörlen

maç yansıtyolar

bide beşiktaşın maçı

olmasın mı

neyse koştu oturdu

maçı izledik bir sıfır

beşiktaş yendi

atleticomadridi

kırk beş dakika

oynadılarama

üçlü maçlarmış

ne dandik iş

o kadar dandik ki

artık futbolcular bile

milletvekili oluyo

o kadar yani

neyse balıkesiri geçtik

sanırım

üç şarkı dinledim

şunu yazana kadar

ahanda dördüncüye geçtik

dur sayayım

bir

sigaramın dumanına sarsam

iki

seni düşünmek güzel şey

üç düşler sokağı

dört

bilinmeyen ülke hepsi

de ezginin günlüğü

kalemimin ucu

bitti

zaten karne de

bitti

yazıcak yer

yok