Yol çok uzun. Çok sarp, çok yokuş, çok taşlık. Yılmıcaksın ama. Ne kadar sarp olursa olsun, yılmadan, durmadan gidiceksin. Elin, hoş kalbinin üstünde olucak. Ancak öyle başarabilirsin. On ne voit bien qu'avec le cœur* şeklinde yani.
*Sadece kalbinizle açıkça görebilirsiniz.
Hiç duşa girip, ama küvete yani, suyu doldurduktan sonra burnunuz suyun üstünde kalıcak şekilde dururken müzik dinlediniz mi? Ben dinledim. Yapabilsem burnumu da sokarım ama su kaçıyo işte sonra da yanıyo ya baya. Ama o sıcak suyu kulaklarında hissederken arkadan Tom Waits'ten Watch Her Disappear çalması bi başka oluyo, yanması bile umrunda olmuyo. Sanki hayal kurduğunu hayal kuran adam senmişsin gibi. O sıcak suyun altında hayal kurarken sanki hiçbir derdin yok gibi. Hiçbir şey seni kaygılandırmıyo. İstediğin her şeyi yapabileceğin, düşünebileceğin ve kimsenin sana hiçbir şey, hem de tek kelime bile edemeyeceği bir yer orası. O güzellik hiçbir zaman karşınıza çıkmayabilir bi daha. Özgür olma hissi. Deneyin derim ben. Açın sıcak suyu. Doldurun küveti, müzik açın ve yatın.
*I watched you as you disappeared...
