26 Haziran 2011 Pazar

çünkü o bukowski


burda yeraltı edebiyatı dedik

palahniuk dedik

e neden yeraltı edebiyatının

babasını demiyelim

bukowskiden neden bahsetmeyelim

palahniuk dedik

herkese de önerdik ya

bukowskiyi öyle herkese önermiyoruz işte

herkes sevmez bukowskiyi

benden duydunuz

palahniuk okudunuz

bukowski'yi de şimdi duyuyosunuz

gidip okuyunca beğenmiceksiniz

çünkü bukowski

öyle bir adamdır ki

sizi o güpgüzel hayatınızdan alır

kendi bok içindeki hayatına çeker

palahniuk'ı herkes sevebilir

sevmeyen ölsün zaten

ama

bukowski öyle değil

palahniuk'ı seven

bukowski'den nefret edebilir

pür abazalıktır bukowski

pür pislik

pür ayyaşlık

o sizi yeraltının çekirdeğine indirir

ve bunları yaşadığı için

yazısı da bir o kadar basit ve sadedir

belki de en güzel yanıdır o

çoğunlukla kendi hikayesini anlatır

anılarını falan

ama arada uydurma hikayeleride vardır

mesela vitrindeki mankeni beğenip

evinde götürüp onunla aşk yaşayan adam gibi

ya da kendi anısından

tuvalet kağıdı bulamayınca

kıçını donuna silip

onu da tuvalete atıp

tuvaleti tıkamayı sevdiğini de anlatabilir

çünkü o bukowski

onu bir okuyup

iki okuyup

üç okuyup

dördüncüde sıkılabilirsiniz

ya da dördüncüyü üçüncüden

daha büyük hevesle okuyabilirsiniz

çünkü o bukowski

o yaşlı ayyaş

sizi nerelere sürükler bilemezsiniz

şiirleri de vardır onun

bir çok şiirden de iyidir şiirleri

öyle sıkmaz insanı

düz yazı yazar gibi anlatır

içinden ne geçerse onu yazar

çünkü o bukowski

kitap öner deseniz

ne derim bilemem

gidin kitapçıya

hangi kitabı varsa

onu alın çıkın

ama yeni başlayanlar için

bukowski nasılmış

kimmiş neymiş

öğrenmeniz için

factotum'u okuyun derim

bir de mavi kuş diye

şiiri vardır

hemen okumanızı öneririm


25 Haziran 2011 Cumartesi

güzel mekan ama

geçen bi yere gittik

sakal diye ankarada

güzel bi yer ya

ama nedir o

herkes garson gibi

kime seslensek bilemedik

güzel mekan ama ya

müzikler filan

bakın derim şuna


23 Haziran 2011 Perşembe

ne biçim şeydir bu

ne biçim şeymiş bu poker

geçen de ona sardım

geçen dediğim

bugün işte

şu son bi kaç saattir

deli gibi oynuyorum

ne biçim iştir ya

hani filmlerde

adam poker oynar

çok fazla para kaybeder

naptın hacı mutlu musun şimdi

iyi halt ettin deriz ya

ben de onlardan biriydim

ta ki bugüne kadar

öyle değil arkadaş

durduramıyosun ki kendini

tamam olum 4binim var şimdi

3bin olsun bırakırım dedim

param kalmadı

o kadar yani düşünün

neyse devamı gelmez sanırım bunun

çünkü oyunun deneme versiyonu vardı

o da bi saatmiş

online versiyonunu oynıyım dedim

o da çok dandirik

hele o feysbuktaki

anaam

nedir o öyle ya

hiç çekilmez

şimdi hiç çekilmez diyorum da

kesin oynarım ben onu da

korktuğum şeyse

o kıytırık oyuna para verebilme olasılığım

henüz öyle bi olay yok

ama gelecekte nolur bilemem

olmaz ama ya

param yok zaten

sabah da şekerlerlen oynadıydık

adamlar kızdı bize

dediler bizim ruhsatımız yok

oynayamazsınız kart oyunları

direk poker yasak da demiyolar

neyse bizde bıraktık tabi

ama orda bıraktık diye

evde de bırakıcaz demedik yani

oynadık da oynadık

merak edenler için siteyi veriyim

blogcuğum açmadığı için şuraya da yazıyım

(www.governorofpoker.com)

çok da deli site yani

beğendim ben


21 Haziran 2011 Salı

e yani daha nolsun


bu da paylaşılmadan olmaz.

en güzeli


Geçen Palahniuk okumaya başladım ben

adam öyle böyle değil ama

çok dehşet yazıyo ya

"It's only after we've lost everything that we're free to do anything."

demiş adam ya

o da olmadı

"The things you own end up owning you."

demiş ya, daha nolsun

ikiside Dövüş Klübü'nden oldu ama

olsun, sağlık olsun

okuduğum ilk kitabı da

Ölüm Pornosu'ydu

aa porno filan diyo bu demeyin

öyle bi kitap daha okumadım ben hayatımda

sırf abazalık yok içinde

nasıl anlatsam onu bile bilmiyorum

okuyun işte anlarsınız

nasıl bi hayalgücüdür o

son zamanlarda da

D&R'a gidiyorum bizim evin ordaki

alıyorum elime Tıkanma'yı

okuyorum oturup koltuğa

arkadan da hafifçe müzik geliyo

insanlar gelip geçiyo

oh en güzeli




20 Haziran 2011 Pazartesi

lililerle

anlaşabilirsek ne güzel olur

lilililerle

karton kolililerle

kocaelililerle

rizelilerle

yetlililerle


ne güzel şarkı bu ya böyle

konserde hele daha bi güzel oluyo

matrak grup zaten


19 Haziran 2011 Pazar

nerden nereye

Geçen ben akordiyona başladım
güzel ya baya o
sokak çalgıcısı olucam zaten ben
çok da uygun bi alet dimi?
olmadı melodikam filan var
ya da oturur bi köşeye
neyimi alır elime onu üflerim
sokakta böyle çalıyım istiyorum
para vermeseler de olur
öyle ben millet geçerken
takılıyım kafama göre
zaten geçen gün
otobüsteydim en arkada dikiliyorum
dedim neden oturmuyorum yere ben
oturdum sonra öyle
yaşlı teyze vardı baktı güldü bana
bende geri güldüm tabii
sonra fark ettim ben
en güzel yeri orası otobüsün
herbikimseyi görebiliyosunuz
tam bi film sahnesi gibiydi
çok hoş bi kısa film bile
olabilir aslında

ama öyle böyle bişey değil yani


Bi parfüm var

ama öyle böyle bişey değil yani

kaç yıldır kokusu burnumda

bi türlü bulamadım

çok yaklaştıma ama bulmaya

sordum soruşturdum

bulur muyum bilmem

ama şimdi bile mutluyum yani

çünkü öyle böyle bişey değildi o

öyle bi kokusu vardı ki

çok hoştu baya

kokla dur iki saat yani

bulsam alıcam

artık o kadar delirtti beni

umarım bulamam

param yok çünkü